IBM firması yetkilileri siber-alemde ortaya çıkan virüslere karşı herkesi koruyacak dünya çapında bir bağışıklık sistemi kurmaya çalışmaktadırlar. Yetkililerden Steve White bu konuda çözüme ulaşabilmek için insan vücudundaki gibi bir bağışıklık sisteminin kurulması gerektiğini şöyle ifade etmektedir:

“İnsan ırkının varlığını devam ettirebilmesinin tek sebebi sahip olduğu bağışıklık sistemidir. Siber-alemin devamı için de bir bağışıklık sistemine sahip olması şarttır.”

Araştırmacılar bilgisayar networkleri ile canlılar arasında kurdukları bu bağlantı sayesinde, bilgisayarları tıpkı savunma sistemimizin işleyişi gibi koruyan programlar üretmeye başlamışlardır. Onlara göre epidomoloji (salgın hastalıklarla ilgilenen bilim dalı) ve immunolojiden (bağışıklık sistemi ile ilgilenen bilim dalı) öğrendiklerimiz, elektronik organizmaları da tıpkı canlı organizmaları koruduğu gibi, yeni tehlikelerden koruyabileceğine inanılmaktadır.

Dünya çapında internet kullanımının yayılması ile birlikte bu virüsler de çok büyük bir hızla yayılmaya ve bilgisayarlara ciddi hasarlar vermeye başlamışlardır. IBM firması çalışanları da çözümü doğadaki örneklerin taklit edilmesinde bulmuşlardır. Herşeyden önce bilgisayar virüslerinin de suni bir hayatları vardır ve tıpkı doğadaki biyolojik virüsler gibi içinde bulundukları sistemi kendilerini çoğaltmak için kullanırlar. Bu benzerliğe dayanarak araştırmacılar insanın bağışıklık sisteminin insan vücudunu nasıl koruduğunu araştırmışlardır. Vücut yabancı bir organizmayla karşılaştığında hemen istilacıyı tanıyıp etkisiz hale getirecek bir antikor oluşturmaya başlar. Bağışıklık sistemi hastalığa yol açabilecek hücrenin bütününü analiz etmek durumunda da değildir. Sadece virüsü ilerde de tanıyabilmesi için yapısını hatırlamak zorundadır. Bir kez ilk enfeksiyon yatıştırıldığında, vücut ileriki bir enfeksiyonda daha hızlı cevap verebilmek için, bu antikorlardan bir kısmını hazır tutar. Nitekim mevcut anti-virüs programları da bütün virüsü değil ama virüsün imzasını tanıyacak bir antikor içerirler.

Görüldüğü gibi insanları en çaresiz bırakan konuların çözümleri dahi, doğada hep mevcuttur. Her detayın düşünülmüş olduğu, kusursuz bir işleyişe sahip savunma sistemimiz, daha biz doğmadan -bizi korumak göreviyle- hazır bulundurulmuştur. Allah herşey üzerindeki korumasından bir ayette şöyle bahsedilmektedir:

“. . . Doğrusu benim Rabbim, herşeyi gözetleyip-koruyandır. ” (Hud Suresi, 57)