Penguenler ve Yavruları
Penguenlerin yaşadığı kutup dairesinde hava sıcaklığı -40°C’ye kadar düşer. Penguenlerin bu denli soğuk bir ortamda hayatlarını sürdürebilmeleri için vücutları kalın bir yağ tabakasıyla kaplanmıştır. Bunun dışında besinleri çok hızlı parçalayan bir sindirim sistemine sahiptirler. Bu iki unsur bir araya geldiğinde ortalama +400C’lik bir vücut ısısına kavuşan penguenler için soğuğun pek önemi kalmaz. Ama penguen yavruları için şartlar çok daha zordur ve bu nedenle iyi bakılmaları gerekir.
Penguenlerin kuluçkaya yattıkları dönem kutup kışına rastlar. Üstelik kuluçkaya yatan dişi değil, erkek penguendir. Penguen çiftini bu zamanda -40°C’ye kadar düşen soğuğun yanında bir de buzul dağları zorlayacaktır. Kış boyunca buzullar gittikçe büyüyecek, kuluçka yeri ile en yakın besin kaynaklarının bulunduğu deniz kıyısı arasındaki mesafe fazlasıyla artacaktır. Bu mesafe bazen 100 km’yi geçebilmektedir.
Dişi penguenler sadece bir yumurta yumurtlar ve kuluçka görevini erkeklerine devredip denize dönerler. Erkek kuluçkaya yattığı dört ay boyunca hızı zaman zaman 120 km’yi bulan kutup fırtınalarına karşı koymak zorundadır. Bu süre içinde sürekli yumurtaların başındadır, bu yüzden avlanma imkanı da bulamaz. Zaten en yakın yiyecek kaynağı birkaç günlük mesafededir. Dört ay boyunca hiçbir şey yemeden yatan erkek bu süre zarfında yarı yarıya kilo kaybeder. Ama asla yumurtayı terk etmez. Aylarca aç kalmasına rağmen kendisi için av bulmaya çıkmaz, açlığa katlanır.
Penguenler, son derece soğuk olan kutup ikliminin etkisinden korunmak için biraraya toplanırlar. Böylece bu topluluğun üyesi olan yavrular soğuk rüzgarların da etkisinden korunarak toplanma imkanı bulabilirler. |
Dört ay sonunda yumurtalar kırılmaya başladığında birden dişi belirir. Bu dört ay boyunca boş durmamıştır, sürekli yavrusu için çalışmış, kursağında yemek biriktirmiştir.
Anne yüzlerce penguenin arasından eşi ve yavrus unu güçlük çekmeden bulur. Geçen zaman içerisinde sürekli olarak avlandığından son derece dolu bir kursakla gelmiştir. Kursağındakileri boşaltarak yavrunun bakım işini üstlenir.
Bahar geldiğinde buzul erimeye başlamış ve buz tabakası üzerinde denizin ortaya çıktığı delikler belirmiştir. Artık anne ve baba bu deliklerden balık avlayarak beslenecek, yavrularını da aynı yiyecekle besleyeceklerdir.
Yavruya bakmak oldukça zahmetli bir iştir; onun beslenmesi için ebeveynler bazen uzun süre hiçbir şey yemezler. Ayrıca her yerin buzlarla kaplı olduğu ortamda yuva yapma olanağı da yoktur. Anne ile babanın, yavruyu buzun soğuğundan korumak için yapabilecekleri tek şey, yavruyu ayaklarının üstüne koyup, karınlarıyla ısıtmaktır.
Penguenler yavrularını soğuktan korumak için onları ayaklarının üzerine oturtup haftalarca ıstırlar. Bir yandan da yavruya yemek taşırlar. Bu büyük fedakarlık, Darwinizm’in tüm temel önkabullerini yıkan bir davranıştır. |
Peki neden? Darwin’in evrim teorisi, tüm canlıların bencil olduklarını ve sadece kendi yaşamlarının devamı için mücadele ettiklerini öngörmektedir. Penguenlerin davranışının bunu yalanladığı ise açıktır. Açık olan bir ikinci nokta, hayvanın sahip olduğu bu inanılmaz fedakarlığın ona “ilham” edilmiş bir içgüdü olduğudur. Allah, pnguen türünün devamını, hayvana yaratılışından verdiği bu fedakarlık ile sağlamıştır.
Bir başka bilinçli tasarım örneği ise, penguenlerin yumurtlamak için seçtikleri zamandır. Acaba niçin penguenler yazın değil de kışın yumurtlarlar? Bunun tek sebebi vardır: eğer yazın yumurtlanmış olsa, yavrunun büyümesi kışa rastlayacak o zaman da etraftaki denizler donmuş olacaktı. Bu durumda hem hava şartları çok ağır olduğundan, hem de besin kaynağı olan deniz çok uzaklarda kaldığından ebeveynler yavruyu besleyecek besini zor bulacaklardı.