Somon Balıklarınin Şaşırtıcı Yön Tayin Sistemleri
Kuzey Amerika’nın Batı kıyılarındaki nehirlerde dünyanın en ilginç göçmenlerinden biri yaşar. Bunlar, türlü zorluklara göğüs gererek nehirler ve vadiler aşan somon balıklarıdır.
Somon balıklarının yaşamları, bir nehrin veya derenin yukarı kısımlarında bırakılan, döllenen ve üstleri çakıl taşlarıyla (bazen de kumla) kaplanan yumurtalarla başlar.
Somonlar yumurtalarını çoğunlukla yaz sonu veya sonbaharda, akarsularda bırakırlar. Kuluçka dönemi bittikten sonra, genellikle kış sonunda yumurtalardan minik yavrular çıkar. Yavruların karınlarının altında gelişmeleri için ilk aşamada gerekli olan besini içinde bulunduran, yumurta sarısı bir kese vardır. Yavrular ilk dönemlerinde çakıl taşlarının altında saklanırlar ve yumurta sarısı keselerini tamamen tüketinceye kadar yırtıcı hayvanlara karşı korunurlar.
Birkaç hafta sonra somonlar, akarsuyun içinde kendilerine yiyecek arayacak büyüklüğe ulaşırlar. Yaklaşık 1 yıl boyunca akarsuyun içinde yaşamayı sürdürürler ve bu arada giderek büyürler.
Somonlar hem tatlı hem de tuzlu suda yaşayabilecek bir yapıda yaratılmışlardır. Bu yaratılışın amacı ise, balığın yapacağı mucizevi yolculukta gizlidir.
Bahar geldiğinde binlerce somon nehir yatağı boyunca göç etmeye başlar.
Yavruların göçe başlamaları türlere göre değişiklik gösterir. Örneğin pembe renkli somon balığı yavruları yumurtadan çıkar çıkmaz denize doğru göç etmeye başlarlar. Kimi türler; örneğin köpek somonları birkaç hafta beslendikten sonra, Kral ve Atlantik somonları ise akarsularda 1 ile 3 yıl arasında değişen gelişim sürelerini tamamladıktan sonra denizlere açılırlar.
Genç somon balıkları hayatlarının ilk göçlerinde içinde bulundukları ırmakta akıntı boyunca ilerleyeceklerdir. Denize doğru yaptıkları yolculukta çağlayanlar, kirli sular ve kendilerini avlamak isteyen büyük balıklar gibi türlü tehlikelerle karşı karşıya gelirler. Bunları atlatıp denize ulaşanlar ilk göçlerini tamamlamış olurlar. Haftalar boyunca sürecek olan bu yolculuklarının sonunda somonlar hedeflerine yani Pasifik Okyanusu’na ulaşırlar. Denizlerde birkaç yıl geçirdikten sonra iyice gelişip üreme olgunluğuna erişenler ise hayret verici yeni bir göçe başlayacaklardır.
Nehirden aşağıya, okyanusa doğru yüzerken somon balıklarında bazı fizyolojik değişiklikler meydana gelir. Burada balıklar tatlı suda yaşayan canlılarken, tuzlu okyanus sularına adapte olurlar. Bu işlem balık yumurtlamak için nehre döndüklerinde tekrar değişir. Nehrin ağzında tuzlu suya alışmak için bir süre geçirdikten sonra, yetişkin olarak zamanlarının çoğunu geçirecekleri okyanusa doğru yol alırlar.19
Atlantik Somon Balığının Yaşam Döngüsü | |||
1. ABD 2. Rusya |
3. Avrupa 4. Ispanya |
1. Ergin somon 2. Yumurtlama |
3. Balık Yumurtaları 4. Yumurtalarda Göz Oluşumu |
Haritada somon balıklarının denize açıldıktan sonra izledikleri yollar görülüyor. | Yukarıdaki resimde somon balıklarının doğdukları günden göçlerini tamamladıkları zamana kadar yaşadıkları gelişim aşama aşama gösterilmektedir. |
Somon Balığının Zorlu Yolculuğu Başlıyor
Somonlar yıllar önce denize varmak için geçtikleri nehir yatağında, şimdi tam ters yönde, yani akıntıya karşı yüzmeye başlarlar. Karşılarına çıkan hiçbir engel onları yıldırmaz. Şelalelerle karşılaştıklarında suyun içinden yukarı zıplayarak yollarına devam ederler. 3 metrelik engelleri dahi zıplayarak aşabilirler.
Somonun dönüş yolculuğunun sonundaki hedefi, yumurtadan çıktığı yerdir. Çünkü somonlar yumurtlamak için doğdukları ırmak yatağına giderler. Atlantik somonları söz konusu göçü her sene yinelerken, diğer türler ömürleri boyunca sadece bir kere göç ederler. Burada kısaca özetlediğimiz bu güç yolculukta daha birçok zorlu nokta vardır.
Bunlardan ilki, balığın katetmesi gereken mesafenin uzunluğudur. Açık denizlerde seyreden somonların amaçlarına ulaşmaları için binlerce kilometre yüzmeleri gerekmektedir. Örneğin, Atlantik somonlarının büyük kısmı yaklaşık 4.000 kilometrelik bir mesafe katederler.20 Köpek somon balığı sonbahardaki yumurtlama döneminde, 3.200 kilometreden fazla yüzer. Bir kırmızı somon da 1.600 kilometreden daha fazla yol kateder.
Okyanusa varır varmaz somonların vücudunda yapısal bir değişiklik olur ve tuzlu suda yaşayacak hale gelirler. Sonraki 1 veya 4 yıllık süre boyunca, okyanusta dev mesafeler alacaklardır. Amerika kıyılarından çıkıp Alaska’nın yanından geçerler ve Japonya’ya doğru geniş bir yay çizip geri dönerler. Yolculuk sonucunda somonlar olgunlaşmış ve hayatlarının en son ve zorlu yolculuğuna hazır hale gelmişlerdir. Evlerine, yani doğdukları akarsu yatağına geri döneceklerdir.
Dikkat çeken bir diğer nokta ise somonların yaptıkları ideal zamanlamadır. Somonlar uzun yolculuklarını tam yumurtlama dönemlerine denk getirecek şekilde planlarlar. Örnek olarak Atlantik somonlarını verebiliriz. Bu tür, günde ortalama 6-7 kilometre yüzerek gideceği yere ulaşır; ilkbaharın sonunda başladığı göçünü sonbahar aylarının sonuna doğru tamamlamış olur.
Somon balıkları yumurtlamak için kendi hayatlarını tehlikeye atarak oldukça zorlu şartlarda, binlerce kilometrelik bir yolculuk yaparlar. Somonlar neden böyle bir yolculuğa kalkışırlar ve bu uzun yolculuklarında yönlerini nasıl bulurlar? Somonların nehirleri aşarak doğru hedefe ulaşmalarını sağlayan Yüce Allah, onları mükemmel bir yön tayin sistemi ile birlikte yaratmıştır. Somonlar Allah’ın onlar için yarattığı özel sistemleri kullanmakta ve diğer tüm canlılar gibi Allah’tan aldıkları ilhamla hareket etmektedirler. Tüm bu muhteşem sistemler Allah’ın yaratışındaki ihtişamı gözler önüne seren delillerdendir. |
Somon Balıklarının Aşması Gereken Problemler
Somon balığının çözmesi gereken ilk önemli sorun, gençlik dönemindeki yolculuğunda içinde gezindiği akarsuyun denize dökülen ağzını bulmaktır. Çünkü dönüş yolculuğunda izleyeceği rotayı ona göre belirleyecektir. Somonlar bu konuda hiç hataya düşmezler. Bir zamanlar denize açıldıkları ırmağın ağzını tek bir denemede kolaylıkla bulurlar.
Akarsuya giren somon büyük bir kararlılıkla akıntıya karşı yüzmeye başlar. Bundan sonraki işi ilk yolculuğuna kıyasla çok daha zordur.
Somon balığı hedefine ulaşmak için öncelikle ırmağın kuvvetli akıntısıyla mücadele eder. Kimi zaman su yüzeyinden yaklaşık 3 metre kadar yükseğe sıçrayarak şelale ve çağlayanları aşar. Kimi zaman da üst yüzgecinin su dışında kalmasına neden olacak kadar sığ sulardan geçer. Üstelik bu sığ sularda, kendisini avlamak için bekleyen kuşlar, ayılar gibi yabani hayvanların tehditleriyle karşılaşır.
Somonların yolculuklarındaki mükemmelliğin tam olarak anlaşılması için nehir boyunca ilerleyen bir somonun hedefe ulaşana kadar nelere dikkat etmesi gerektiğini düşünelim:
Öncelikle somonun rotasını tespit ederken bazı önemli kararlar alması gerekir. Balık karanın oldukça içlerinde, bir ırmağın herhangi bir kolunda dünyaya gelmiştir. Nehirler de kimi zaman çeşitli kollardan oluşurlar. Dolayısıyla somon geldiği yere tekrar ulaşabilmek için nehrin her kola ayrılışında doğru tarafa yönelmek zorundadır. Nitekim somonlar hayatlarında sadece bir defa geçtikleri yolları şaşırmadan bulur; her defasında kendilerini doğdukları yere götürecek nehir koluna saparlar.
Somonların yolculuklarını çok daha şaşırtıcı yapan bir detay vardır. Balık, yolculuğu boyunca çok büyük bir çaba gösterir ve aşırı bir güç harcar, fakat buna rağmen herhangi bir gıda almaz. Çünkü yorucu göçü sırasında kendisine gerekecek enerjiyi önceden depolamıştır. Üstelik bu depolamayı hatasız bir hesaplama ile yapmış ve yakıtını tam olarak ayarlamıştır.
Somonların göçlerini incelerken bütün bunların yanı sıra deniz ve akarsuların tuzluluk oranı, su sıcaklığı gibi özelliklerinin de göz önünde bulundurulması gerekir. Bu noktada karşılaştığımız gerçek şudur: Somonlar hem deniz hem de akarsu ortamlarına kusursuz uyum sağlayacak bir donanıma sahiptirler.
Tüm zorluklara rağmen somon balıkları bu güç yolculuklarını başarıyla tamamlar; doğdukları yere dönerek yumurtalarını bırakırlar. Somon nesli de milyonlarca senedir süregelen bu muazzam yolculuklarına devam eder.
Somon balıklarının başarılarının büyüklüğü yapılacak kıyaslarla daha da iyi anlaşılabilir. Örneğin, bir insanın yardım almadan ve yön gösteren bir araç kullanmadan binlerce kilometrelik mesafeden doğduğu eve gitmesi gerektiğini düşünelim. Bunu belirli bir zaman içinde, sadece bir kere geçtiği engebeli yollardan hatasız bir şekilde geçerek başarması oldukça az bir ihtimaldir. Ancak somonlar, insanlar için mümkün olmayan bu ihtimali doğar doğmaz başaracak kabiliyettedirler. Ancak bu kabiliyetin somonların kendi çabasıyla oluşamayacağı ya da tesadüflerin bu balık türüne insandan daha üstün yetenekler veremeyeceği çok açıktır.
Bu canlılar Allah’ın bedenlerinde yarattığı özel tasarımlar sayesinde binlerce kilometrelik yolu rahatlıkla katetmektedirler. Düşünen her insan somonların başardıkları işin mucizevi yönünü hemen görecek ve bunu üstün bir gücün yol göstermesiyle yani ilhamıyla gerçekleştirdiklerini hemen anlayacaktır.
Allah yarattığı canlılarda insanlar için ibretler olduğunu bir ayette şöyle bildirmektedir:
Sizin için hayvanlarda da elbette ibretler vardır… (Nahl Suresi, 66)
Koku Alma Mekanizması
Somonların yolculukları, doğadaki en şaşırtıcı olaylardan biridir. Binlerce somon balığı, yıllarca denizde yaşadıktan sonra, doğdukları akarsu yatağını nasıl bulmaktadır? Bunun için önce dev Pasifik Okyanusu’na açılan binlerce akarsudan kendilerininkini bulmaları, sonra da bu akarsu boyunca hiç şaşırmadan yüzmeleri, akarsu kendi içinde defalarca kollara ayrılmasına rağmen her yol ayrımında doğru kararı verip doğru yöne gitmeleri gerekmektedir.
Milyonlarca yıldır yaşayan tüm somon balıkları, yapılması son derece güç olan bu işi aynı beceriyle başarmaktadırlar. Peki nasıl ve neden?
Önce “nasıl” sorusunun cevabına bakalım.
Araştırmalar, somonların bu yolculuğu yerine getirmeleri için özel bir duyu sistemiyle yaratıldıklarını göstermektedir. Somonlar okyanuslarda yönlerini bulmak için, dünyanın manyetik alanını algılayan doğal pusulalarla yaratılmışlardır. Bu sayede Pasifiğin dev suları içinde yönlerini hata yapmadan bulurlar.
Sizin için hayvanlarda da elbette ibretler vardır … (Nahl Suresi,66) |
Ancak asıl mesele, somonların kendi doğdukları akarsu yatağını nasıl buldukları sorusudur. Bu başarı, doğal pusuladan çok daha farklı bir sistem gerektirir.
Somon balıklarının bu müthiş yolculuğu nasıl gerçekleştirdiğini anlamak amacıyla Amerika’daki Wisconsin Lake laboratuvarlarında çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmalar sonucunda somonların yönlerini belirlerken koku alma duyularını da kullandıkları ortaya çıkmıştır.
Somon balıkları, insan yapısı teknolojik yön bulma sistemleri ile boy ölçüşebilecek özelliklere sahiptir. Bu özellikleri nedeniyle bir balıktan çok, üstün bir teknoloji ürünü gibidirler. Somon balıklarını bu mükemmel özellikleriyle birlikte yaratan, tüm canlıların Yaratıcısı olan Yüce Allah’tır. |
Somonların burunları iki deliklidir. Su bir delikten girer, diğer delikten çıkar. Bu delikler balığın soluk almasıyla eş zamanlı olarak açılıp kapanacak şekilde tasarlanmıştır. Herhangi bir kokulu madde ihtiva eden su buruna girdiğinde, balığın burnundaki alıcılar kimyasal olarak uyarılır. Bu kimyasal uyarı bir enzim reaksiyonuyla elektrik sinyallerine dönüştürülür ve merkezi sinir sistemine ulaştırılır. Balık bu sayede kokuyu algılar.
Somonların koku alma mekanizmalarını kara canlılarınınkiyle kıyaslayalım:
Karada yaşayan omurgalı bir canlıda, koku moleküllerinin burundaki mukus tabakada çözülmesiyle koku alma gerçekleşir. Buna karşın balıklarda çözünme gibi bir aşama söz konusu değildir. Çünkü koku zaten suyun içinde ve çözünür haldedir. Bu, somon balıkları için büyük bir avantajdır. İşte bu sayede somonlar koku alma hissi çok gelişmiş av köpekleri gibi koku kaynağını takip edebilirler.
Wisconsin Lake Laboratuvarlarında ilk olarak, balıkların çeşitli kokular arasındaki farklılıkları ne düzeyde algılayabildikleri sorusuna cevap aranmıştır. Bu amaçla özel kanalları olan bir akvaryum tasarlanmış ve her kanala farklı bir bitkinin kokusu şırınga edilmiştir. Deneyde, sadece belirli bir kanalı kullanan balıklar ödüllendirilmiş, diğer kanalları kullanan balıklar ise elektrik şokuyla cezalandırılmışlardır. İşlemler 14 ayrı koku kullanılarak tekrarlanmıştır. Deney sonucunda balıkların kısa bir öğrenim sürecinin ardından, her defasında ödüllü kokuyu diğerlerinden ayırabildikleri görülmüştür. Önemli diğer bir bulgu da üzerinde deney yapılan yavru balıkların 3 yıl sonra bile doğru kokuyu hatasız tespit etmeleri olmuştur.21
Bilim adamları araştırmanın sonuçlarına dayanarak balıkların insanla kıyaslanamayacak kadar güçlü bir koku alma duyusuna sahip oldukları kanaatine varmışlar ve şu sonuca ulaşmışlardır:
Her suyun kendine has bir kokusu vardır. Genç somon denize doğru yaptığı ilk yolculuğu sırasında kokuları tek tek hafızasına almaktadır. Dönüş yolculuğunda da hafızasındaki kokuların yardımıyla doğduğu yeri bulmaktadır.22
“Her akıntının kendine özgü bir kokusu var mıdır?” sorusunun cevabını verebilmek için yukarıdaki deney iki ayrı ırmağın suyuyla tekrarlanmıştır. Neticede balıkların bunları da ayırt edebildikleri görülmüştür.
Gerçekten de dünya üzerindeki her akarsuyun kendine özgü bir kimyasal bileşimi vardır. Bu bileşimlerin arasındaki farklar çoğu zaman o kadar küçüktür ki, hemen hiçbir canlı tarafından algılanmaz. Somonlar hariç….
Konuyla ilgili araştırmalar bir adım ileri götürülerek balıkların doğal ortamlarında sürdürülmüştür. Washington’daki Issaquah Nehri’nde, özel olarak burunları tıkanmış balıklar gözlem altına alınmıştır. Bu deneyde de koku alma duyularından yoksun bırakılan somonların şaşırdıkları ve yollarını bulamadıkları görülmüştür.23
Bugüne kadar yapılan araştırmaların sonuçları bir gerçeğe işaret etmektedir: Somon balıklarının koku duyusu insanı hayrete düşürecek bir hassasiyete sahiptir.
Sol: Wisconsin Gölü Laboratuvarında balıkların iki farklı kokuyu ayırt etmelerini sağlayacak bir eğitim için deney tankı kurulmuştur. Birebir olan bu çizimde tankın sol üst tarafındaki sarı renkli bidonlarda birbirinden farklı iki koku vardır. Bidondaki vanalardan birisi açıldığında koku su tankına karışır. Balık, kokulardan birisine doğru ilerlediğinde yiyecekle ödüllendirilir. Diğer kokuya yöneldiğinde ise hafif bir elektrik şoku ile cezalandırılırlar. Deneyde balıklar görme duyularını kullanmamaları için kör edilmişlerdir. Kısa bir denemeden sonra deneme durdurulmuştur. Üç yıl sonra balıklar deney tankına konduğunda balıkların ödül almalarını sağlayan kokuya doğru gittikleri görülmüştür.
Sağ: Yukarıdaki düzenek somon balıklarının yolculuklarında, koku duyularının rolünün anlaşılması amacıyla hazırlanmıştır. Düzenekte, ortadaki havuzda birleşen yapay dört su akıntısı vardır. Bu akıntılardan A ile gösterilene, balıkların daha önce içinde kaldıkları havuzun kokusu verilmiştir. Diğer akıntılarda (B, C, D) ise farklı kokular vardır. Orta bölmedeki kapaklar açılıdığında balıkların önceden içinde yaşadıkları kokuyu içeren akıntıya (A) karşı harekete geçtikleri gözlenmiştir. |
Somonların Kararlılıkları
Somonların yön bulma yeteneklerini gözler önüne seren en ilginç olaylardan biri de, Kuzey Kaliforniya’daki Prairie Creek Balık Yetiştirme Çiftliği’nde yaşandı. Bu çiftlikte yapılan bir keşif, müthiş bir göç macerasını ortaya çıkardı:24
1964 yılının 2 Aralık gününde, çiftliğin balık üretme havuzlarından birinde, diğer yüzlerce yavru balığın arasında yüzen iki yaşına varmış, büyükçe bir somon balığı bulundu. Balık yakından incelendiğinde, arka yüzgecinde, Prairie Creek Balık Yetiştirme Çifliği’nin özel metal klipsi olduğu görülüyordu. Bu durum, bu balığın bundan iki yıl önce bu çiftlikte yetiştirilen sonra da okyanusa bırakılan somonlardan biri olduğunu gösteriyordu. Ama balık okyanustan geri dönerek çiftliğin kapalı havuzuna nasıl girmiş olabilirdi?
Bu konuda fikir veren bir ayrıntı vardı: Havuzun fazla sularının boşalması için kullanılan kanala açılan ve metal bir ızgarayla kapalı olan kutunun kapağı kırıktı: Acaba balık, doğduğu yere geri dönebilmek için, çiftliğin su kanallarına girmiş ve sonra da bu kutunun kapağını kırıp havuza mı ulaşmıştı?
Olayın bundan başka bir açıklaması yoktu. Ama balığın okyanustan bu havuza kadar aşması gereken yol düşünüldüğünde, bu son derece zor gibi görünüyordu.
Somonun doğduğu çiftliğe dönebilmesi için, yolculuğuna bu noktadan, yani Redwood Creek nehrinin okyanusa kavuştuğu yerden başlaması gerekiyordu. Balık daha sonra akıntıya karşı 5 kilometre yüzecek ve ilk yol ayrımına gelecekti. Bu yol ayrımında doğru kararı verip kuzeye yönelecek, ancak bir süre sonra daha zorlu bir yol ayrımına gelecekti. Çünkü bu yol ayrımında somon için birbirine çok benzer iki sinyal vardı. Somonun dünyaya geldiği balık çiftliği, yol ayrımının tam ortasında yer alıyordu. İlk akla gelen seçim, somonun sağ tarafa gitmesiydi, çünkü çiftliğin suları sağ taraftan akıyordu.
Ama nedense balık, sol tarafı seçmiş ve doğduğu çiftliğe arka taraftan yaklaşmaya başlamıştı.
Bu şaşırtıcı kararın nedeni, bölgeden geçen otoyolun altında gizliydi. Otoyolun altında, balık yetiştirme çiftliğindeki havuzların fazla sularının atıldığı bir kanal yer alıyordu. Normal zamanlarda bu kanaldan çok az su gelir ve bunlar da nehre varamadan ormanın toprakları tarafından emilip kaybolurdu. Ama o yıl çok yağmur yağmıştı ve kanalın suları nehre kadar varıyordu. Bu sığ akıntı, evine dönmeye kararlı olan somona yol göstermek için yeterliydi.
Somon, tanıdığı kokuyu izleyerek nehirden çıkıp, su kanalı boyunca ilerlemiş olmalıydı. Kimi yerde sadece 5-10 santim yüksekliğinde olan suda hem yüzüp hem de sürünerek kanalın içine girmeliydi. Sonra da tünelde karanlığın içinde ilerleyerek otoyolu geçmeli, ayrıca yüksekte kalan özel su borularının içine atlamalıydı. Tüm bunları başarıp karanlıkların içinde hedefine ilerlese bile, sonuçta yine de kapana kısılacaktı. Balık yetiştirme çiftliğindeki bu tahta patikanın altında yer alan, betondan yapılmış bir kanalın içinde sıkışacaktı.
Ama somon doğduğu noktaya dönmeye programlanmıştı. Bu kanalın içinde yer alan ve havuza bağlanan 12 santimetre genişliğindeki bir borunun girişini bulup, bu boru boyunca ilerledi ve son bir engelle daha karşılaşttı: Borunun önüne yerleştirilmiş olan metal ızgara… Ama balık bunu da sert kafa darbeleriyle aşmıştı.
İşte bu müthiş yolculuğun sonunda, somon 2 yıl önceye dünyaya geldiği küçük havuza vardı.
Çiftlikteki görevlilerin aklına, bu rotayı hesapladıktan sonra bir fikir geldi. Acaba yuvaya dönen başka somonlar da var mıydı? Belki bir şey buluruz diye tahta patikanın tahtalarını söküp altındaki kanala baktılar. Ve şaşkına döndüler:
Kanalın içinde, balık yetiştirme çiftliğinin metal klipslerini taşıyan tam 70 tane somon balığı vardı.
Somon balıklarının bu müthiş hikayesi, bizlere yaratılış hakkında önemli deliller sunmaktadır. Balığın gerçekleştirdiği yolculuk, her aşaması özenle hesaplanmış birçok sistem sayesinde gerçekleşmektedir.
1) Balığa, doğduktan sonra denize gitmesini, burada yıllar süren uzun bir yolculuk yapmasını, sonra da doğduğu nehir yatağına geri dönmesini emreden bir “program”ın var olması, başlı başına büyük bir mucizedir. Bunun yanı sıra, balıkta;;
2) Bu program uyarınca vücudunun tatlı sudan tuzlu suya adapte olmasını sağlayan genetik bilgi,
3)Dev okyanusta hiç şaşırmadan yolunu bulmasını sağlayan doğal pusula sistemi,
4) Ve doğduğu akarsuyun kokusunu bulmasını sağlayacak son derece hassas bir koku algısı vardır.
Tüm bunlar, somonun kendisine belirlenen göç yolu için özel olarak yaratılmış bir canlı olduğunu açıkça göstermektedir.
Kuşkusuz bu mükemmel sistemlerin her biri, evrimcilerin öne sürdüğü “tesadüf” iddiasını tek başına yıkmaya yeterlidir. Somonun yolculuğu, “tesadüf” kelimesini gülünç hale getiren bir plan ve tasarım harikasıdır.
Somon balıklarını bu mükemmel özelliklerle birlikte yaratan ise tüm canlıların Yaratıcısı ve alemlerin Rabbi olan Yüce Allah’tır.
Evrimcilerin İçgüdü ve Doğal Seleksiyon Yanılgıları
Somonların göç yolculuğu ve muhteşem yön bulma mekanizmaları Darwinizm’i açmaza sokan gerçeklerden biridir. Somonların yollarını nasıl buldukları sorusuna evrimciler, “içgüdü” cevabını vereceklerdir.
İçgüdü, hayvanların akılcı ve şuurlu davranışları karşısında çaresizliğe düşen evrimcilerin arkasına sığındıkları bir kelimedir. Ancak içgüdünün anlamı ve mahiyeti tam anlamıyla belirsizdir. İçgüdünün kaynağı, bu davranışların ilk olarak nasıl ortaya çıktığı gibi sorular cevapsızdır. Bu konuda evrimciler kesin ve net bir açıklama yapamazlar.
Evrimcilerin “içgüdü” olarak nitelendirdikleri kavramın somonların yollarını bulmalarını sağlaması elbette imkansızdır. İçgüdünün, somonlara geçecekleri her nehri teker teker tarif etmesi, önlerine çıkan alternatiflerde yollarını şaşırmadan bulmalarını sağlaması gerekmektedir. Böyle bir düşüncenin mantık dışı olduğu çok açıktır.
Somonların davranışları evrim teorisinin “doğal seleksiyon” iddialarına da darbe indirmektedir. Evrimin bu iddiasına göre doğadaki tüm canlılar bencil bir yaşam mücadelesi içindedirler. Bu mücadeleden de sadece güçlü olanlar hayatta kalmaktadır.
Oysa doğadaki canlıların fedakar ve işbirlikçi davranışları evrimcilerin bu iddialarını da kesin olarak yalanlamaktadır. Örneğin somonların davranışları göz önüne alındığında doğal seleksiyon iddiası anlamsız kalmaktadır.
Somonlar neden hayatları pahasına binlerce kilometrelik zorlu bir yolculuğa kalkışıyorlar? Niçin kendilerine hiçbir çıkar sağlamayan bir göç yapıyorlar? Niye denizlerdeki zengin beslenme kaynaklarını terk ediyorlar? Yumurtalarını neden o anda bulundukları yere ya da neden denize veya akarsuların başına değil de mutlaka denizden binlerce kilometre içerideki nehir kollarına bırakıyorlar?
Evrimcilerin iddiaları düşünüldüğünde olması gereken, somon balıklarının sadece kendilerini yaşatacak davranışlarda bulunmalarıdır. Ancak somonlar tam tersine yumurtlamak için kendi hayatlarını tehlikeye atarak zorlu bir yolculuğa kalkışmaktadırlar. Alemlerin Rabbi olan Allah dünya üzerindeki diğer tüm canlılar gibi somonlara da gidecekleri yönü ilham etmektedir.
Somonlardaki yön tayin sistemlerini yaratan, nehirleri aşarak doğru hedefe ulaşmalarını sağlayan, Yüce Allah’tır.
Allah bir ayette bütün canlıları denetiminde tuttuğunu şöyle bildirmektedir:
… O’nun, alnından yakalayıp denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.) (Hud Suresi, 56)
Somonlar Allah’ın onlar için yarattığı özel sistemleri kullanmakta ve diğer tüm canlılar gibi Allah’tan aldıkları ilhamla hareket etmektedirler. Bütün bunlar Allah’ın yaratışındaki ihtişamı gözler önüne seren delillerdendir. Somonların hayatları Allah’ın yaratma sanatındaki güzelliklerden biridir. Canlılardaki bu gibi detaylar ve yeryüzündeki çeşitlilik insanın düşünmesine ve Allah’a yönelmesine neden olur.