Hücre Büyük Bir Şehirden Daha Komplekstir!

Hücre Büyük Bir Şehirden Daha Komplekstir!

Evrimci senaryoya göre, bundan dört milyar yıl kadar önce, sözde ilkel dünya atmosferinde birtakım cansız kimyasal maddeler tepkimeye girmiş; yıldırımların, sarsıntıların etkisiyle karışmış ve ilk canlı hücre ortaya çıkmıştır. Oysa hücre, en kalabalık ve en ileri teknolojiye sahip bir şehirden daha kompleks bir yapıya sahiptir. Hücrenin içinde enerji üreten santrallerden protein üreten fabrikalara, ham maddeleri taşıyan kargo sisteminden DNA’yı tercüme eden şifre çözücülere, yoğun ve kesintisiz haberleşme sistemine kadar birçok yapı, kusursuz bir organizasyon içinde sürekli faaliyet halindedir.

hücre
1. Çekirdek
2. Sentriyoller
3. Mitokondri
4. Endoplazmik Retikulum
5. Ribozom
6. Golgi Cisimciği
7. Çekirdekcik
8. Kromatin
9. Mikrovilli
10. Lizozom
11. Hücre Zarı
12. Koful
13. Hücre Gözenekleri
14. Peroksizom
15. Hücre Iskeleti
Hücrenin yapısındaki komplekslik, bir şehir merkezindeki yapılanmayı hatırlatır. Ancak hücredeki gözle görülmeyecek boyutlardaki düzen, insanın 100 trilyon hücresinin her birinde ayrı ayrı yer alır.

Evrimcilerin hücrenin tesadüfen meydana geldiği iddiasına inanmak, yaklaşık 10 milyon nüfuslu İstanbul şehrinin; tüm binaları, otoyolları, taşıma sistemleri, elektrik ve su şebekesi, fabrikaları, haberleşme sistemi vs. ile birlikte, tesadüf eseri, fırtına, deprem gibi doğa olayları neticesinde kendiliğinden ortaya çıktığını iddia etmek kadar mantıksız ve saçmadır. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) fizik ve biyoloji alanlarında çalışmalar yapmış olan İsrailli bilim adamı Prof. Gerald L. Schroeder hücredeki düzeni şöyle tarif etmektedir:

Hayatı yönlendiren reaksiyonların karmaşıklığı öylesine şaşırtıcıdır ki… İnsan vücudu, 1027 atomdan oluşan 75 trilyon hücrenin, ortak yaşamsal uyum içerisinde hareket ettiği, iyi düzenlenmiş bir makine ya da etkileyici bir metropol gibi çalışır. Her bir hücrenin hayatı ortaya çıkarmak için bağımsız olarak katkıda bulunması ile birlikte, iki hücrenin aynı anda aynı eylemi yerine getirmelerine nadiren rastlanır. Bütün ‘karmaşasına’ rağmen insan vücudunda işler arap saçına dönmez..7

Astrobiyolog Carl Sagan bir evrimci olmasına rağmen, hücredeki şaşırtıcı düzenden bir sanat eseri gibi bahsetmektedir:

Canlı hücresi detaylı ve kompleks bir mimari harikadır. Mikroskoptan bakıldığında neredeyse çılgına dönmüş faaliyetler görülür. Daha derin seviyede moleküllerin muazzam bir hızda sentezlendiği bilinmektedir. Neredeyse herhangi bir enzim saniyede 100 başka molekülün sentezlenmesinde katalizör rolü oynar. On dakikada, metabolizmasını sürdürebilen bir bakteri hücresine ait kitlenin oldukça büyük bir bölümü sentezlenmiş olur. Basit bir hücrenin bilgi içeriğinin Britannica Ansiklopedisi’nin yüz milyon sayfasına eş değer 1012 bit bilgi içerdiği tahmin edilmiştir.8

Hücre içindeki çekirdek en önemli genetik malzeme olan DNA’yı taşır. Hücre içindeki mitokondriler besin halindeki glikozu enerji paketlerine dönüştürür. Mikro-tüpler hücrenin her yerine uzanır ve proteinlerin ihtiyaç duyulan maddeleri gerekli alanlara taşıması için hayati yollar meydana getirirler. Üstelik vücudumuzdaki milyarlarca hücre tüm sistemlerini moleküllerden inşa ederler. Aynı zamanda hücreler kendi içlerinde sürekli bakım ve onarım halindedirler. Bir yandan görevlerini yerine getirirken bir yandan kendilerini yenilerler.9 Bunların dışında enerjilerini de kendileri elde ederler. Alman Federal Fizik ve Teknoloji Enstitüsü’nün yöneticisi Prof. Dr. Werner Gitt “Biyolojik enerji dönüşüm sistemi öylesine hayranlık verici ve akıllıca yaratılmıştır ki, enerji mühendisleri bunu sadece etkilenmiş biçimde seyrederler. Şimdiye dek hiç kimse bu ileri derecede minyatür ve son derece verimli mekanizmayı taklit edememiştir.”10derken, hücrenin, insan ürünü bir makineden ne kadar üstün olduğunu vurgulamaktadır.

Bilim yazarı Howard Peth de, Blind Faith: Evolution Exposed (Kör İnanç: Evrim İfşa Edildi) adlı kitabında basit hücre diye bir şey olmadığını şöyle ifade etmektedir:

Eskiden hücrenin bir çekirdek ve sitoplazma ‘denizi’ içindeki diğer parçalardan meydana geldiği düşünülmekteydi. Fakat hücre içinde büyük alanlar boştu. Şimdi ise bir hücrenin gerçekten ‘kovan gibi olduğu’ yani hücrenin ve onu barındıran bedenin hayatı için gerekli olan önemli işlevsel birimlerle dolu olduğu bilinmektedir. Evrim teorisi hayatın ‘basit’ bir hücreden geliştiğini varsayar, fakat günümüzde bilim basit hücre diye bir şey olmadığını göstermektedir.11

Sonuç olarak hücreler 19. yüzyılda Darwin döneminde zannedildiği gibi basit jöleler değil, aksine 20. yüzyılda fizikçi, astrobiyolog Prof. Paul Davies’in ifade ettiği gibi en ileri teknolojiye sahip bilgisayarlar ya da kompleks şehirler gibidirler.

dna
1- Doku,
2- Hücre,
3- Hücre çekirdeği,
4- Kromozomlar şeklinde paketlenmiş DNA şeritleri,
5- DNA Sarmalı.
İster bir çiçek, ister bir civciv isterse bir çocuk olsun, tüm canlıların her bir hücresinde, tüm vücudun detayları DNA üzerinde kodludur.

editor