Sondajcı Arı

Sondajcı Arı
Bu arı cinsi yavrularını sireks adı verilen başka bir arının larvası ile besler. Ama karşılaştığı bir sorun var: Sireks larva dönemini, ağaç kabuğunun 4 cm. kadar altında geçirir. Bu nedenle, sondajcı anne göremediği sireks larvalarının önce yerini tespit etmelidir. Arı, sireks larvasının yerini tesbit için vücuduna yerleştirilmiş olan çok hassas alıcıları kullanır ve ilk sorun, yani yer tespiti böylece çözümlenmiş olur. Peki ya ikincisi? Bunu da ağaç kabuğunu delerek yapar.

Arının ağaç kabuğunu delmek için sahip olduğu organa ‘Ovipositor’ adı verilmiştir. Bu özel organ, arının tüm vücudundan daha fazla bir uzunluğa sahiptir. Bu organ kuyruktan çıkan iki uzantının birleşmesiyle oluşur ve ucu keskin bir bıçak gibidir. Bıçağın ağzı kullanım amacına uygun olarak tırtıklı olarak yaratılmıştır.

Sondajcı arı, kabuk altındaki sireksin yerini bulur bulmaz delme uzantılarını en kestirme yolu izleyecek biçimde hedefine yöneltiyor. İki uzantı, bir testere gibi ileri geri hareket ederek kabuğu deliyor. Arı sirekse isabet eder etmez, kendi yumurtasını borusu aracılığıyla larvanın içine bırakıyor. Ve yavru yaban arısı, annesinin bulup kendisine hem yem, hem sığınak olarak bıraktığı kurtçuğun içinde büyüyerek hayata başlıyor.

Bu denli mükemmel bir tasarımın, asla tesadüflerin eseri olamaz. Tam tersine sonsuz akıl ve güç sahibi olan Allah’ın eseri olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Kısacası canlılığın sürmesinin birinci şartı olan üreme, canlılığın sürmesi için Allah’ın yarattığı bir sistemdir. Allah, “hayat veren”dir. Canlıları var eden de O’dur, var ettiklerinden yeni canlılar çıkaran da O’dur. Tüm canlılar Allah’ın dilemesiyle yaşamaktadırlar. Hayatlarını, anne, babalarını kendilerini ve herşeyi yaratan Allah’a borçludurlar. Allah Kuran’da, bu konuda şöyle buyurmaktadır:

“O, sizi yeryüzünde yaratıp-türetendir ve hepiniz yalnızca O’na toplanacaksınız.” (Müminun Suresi, 79)

Manzara

editor