Sondajcı Arı

Sondajcı Arı

İlginç avlanma tekniklerinden birisi de, “sondajcı arı” olarak bilinen canlıya aittir. Bu arı cinsi yavrularını sireks adı verilen başka bir arının larvası ile besler. Ama karşılaştığı bir sorun vardır: Sireks larva dönemini, ağaç kabuğunun 4 cm. kadar altında geçirir. Bu nedenle, sondajcı anne göremediği sireks larvalarının önce yerini tespit etmelidir.

Arı, sireks larvasının yerini tesbit için vücuduna yerleştirilmiş olan çok hassas alıcıları kullanır ve ilk sorun, yani yer tespiti böylece çözümlenmiş olur. Peki ya ikincisi?… Bunu da ağaç kabuğunu delerek yapar.

Arının ağaç kabuğunu delmek için sahip olduğu organa ‘Ovipositor’ adı verilmiştir. Bu özel organ, arının tüm vücudundan daha fazla bir uzunluğa sahiptir. Bu organ kuyruktan çıkan iki uzantının birleşmesiyle oluşur ve ucu keskin bir bıçak gibidir. Bıçağın ağzı kullanım amacına uygun olarak tırtıklı olarak yaratılmıştır.

Sondajcı arı, kabuk altındaki sireksin yerini bulur bulmaz delme uzantılarını en kestirme yolu izleyecek biçimde hedefine yöneltir. İki uzantı, bir testere gibi ileri geri hareket ederek kabuğu deler. Arı sirekse isabet eder etmez, kendi yumurtasını borusu aracılığıyla larvanın içine bırakır.

Ve yavru yaban arısı, annesinin bulup kendisine hem yem, hem sığınak olarak bıraktığı kurtçuğun içinde büyüyerek hayata başlar.

Elbette ki sondajcı arının sahip olduğu tüm bu sistem, sadece çok bilinçli ve üstün bir yaratılışın ürünü olabilir. Hayvanın sistemlerinin evrimle açıklanması ise mümkün değildir. Çünkü hayvanın sahip olduğu “sondaj” yeteneğinin işlemesi için, hem ağaç kabuğu altındaki larvaları tespit edecek bir alıcı sistemine, hem de çok özelleşmiş bir delici kuyruğa sahip olması gerekir. Bu iki ayrı özellik tesadüfi değişimlerle ortaya çıkamayacak kadar komplekstirler. Dahası, iki ayrı özelliğin aynı anda ortaya çıkmış olması zorunludur. (Aksi halde hayvan larvalarını besleyemeyecek ve soyunu devam ettiremeyecektir.) Açıktır ki hayvanın bu özelliklerinin kaynağı evrim değil, yaratılıştır.

editor