Sözde Atalarıyla Aynı Anda Yaşayan Türler!…

Sözde Atalarıyla Aynı Anda Yaşayan Türler!…

Evrimcilerin yaptığı yandaki gibi hayali sıralamalar, birçok evrimci yayın organında boy göstermektedir. Oysa bu canlıların bir kısmı sözde atalarıyla aynı dönemde yaşamış tam teşekküllü canlılardır. “İnsansı” adı verilen garip varlık, evrimci zihniyetin ürünüdür; hiçbir zaman var olmamıştır.

Şimdiye kadar incelediklerimiz bize açık bir tablo oluşturdu: “İnsanın evrimi” senaryosu tümüyle hayali bir kurgudur. Çünkü böyle bir soy ağacının var olması için, maymunlardan insanlara aşamalı bir evrim yaşanmış ve bunun fosillerinin bulunmuş olması gerekir. Oysa maymunlarla insanlar arasında açık bir uçurum vardır.İskelet yapıları, kafatası hacimleri, son genom çalışmalarının ortaya koyduğu moleküler ve genetik gerçekler, dik ya da eğik yürüme kriterleri gibi özellikler, insan ile maymunun arasını açıkça ayırmaktadır. (1994 yılında iç kulaktaki denge kanalları üzerinde yapılan incelemelerin de Australopithecus ve Homo habilis’i maymun sınıfına, Homo erectus’u ise insan sınıfına ayırdığına değinmiştik.)

Bu farklı türler arasında bir soy ağacı olamayacağını gösteren çok önemli bir başka bulgu ise, birbirlerinin atası olarak gösterilen türlerin aynı anda ve bir arada yaşamış olmalarıdır! Eğer evrimcilerin iddia ettiği gibi Australopithecuslar zamanla Homo habilis‘e, onlar da zamanla Homo erectus‘a dönüşmüş olsalardı, bu türlerin yaşadıkları dönemlerin de birbirini izlemesi gerekirdi. Oysa aksine, böyle bir kronolojik sıralama yoktur.

Evrimcilerin kendi hesaplamalarına göre, Australopithecuslar 4 milyon yıl öncesinden 1 milyon yıl öncesine kadar yaşamışlardır. Homo habilis olarak sınıflandırılan canlıların ise 1.7-1.9 milyon yıl öncesinde yaşadığı hesaplaqnmaktadır. Homo habilis‘ten daha “ileri” olduğu söylenen Homo rudolfensis için biçilen yaş ise, 2.5-2.8 milyon yıl kadar eskidir! Yani Homo rudolfensis, “atası” olması gereken Homo habilis‘ten neredeyse 1 milyon yıl daha yaşlıdır. Öte yandan Homo erectus‘un yaşı 1.6-1.8 milyon yıl kadar geri gitmektedir. Yani Homo erectus örnekleri de, sözde ataları olan Homo habilis sınıflamasıyla yaklaşık aynı zaman diliminde ortaya çıkmışlardır.

Alan Walker, “Doğu Afrika’da Australopithecus bireyleri ile Homo habilis ve Homo erectus türlerinin aynı anda yaşadıklarına dair kesin deliller vardır” diyerek bu gerçeği doğrular.108 Louis Leakey, Olduvai Gorge bölgesinin II. katmanında AustralopithecusHomo habilis ve Homo erectus fosillerini neredeyse yanyana bulmuştur.109

Elbette böyle bir “soyağacı” olamaz. Harvard Üniversitesi paleontologlarından Stephen Jay Gould, kendisi de bir evrimci olmasına karşın, Darwinist teorinin içine girdiği bu çıkmazı şöyle açıklamıştır:

Eğer birbiri ile paralel bir biçimde yaşayan üç farklı hominid (insanımsı) çizgisi varsa, o halde bizim soyağacımıza ne oldu? Açıktır ki bunların biri diğerinden gelmiş olamaz. Dahası, biri diğeriyle karşılaştırıldığında evrimsel bir gelişme trendi göstermemektedirler.110

Homo erectus’tan Homo sapiens’e doğru ilerlediğimizde de yine ortada bir soyağacı olmadığını görürüz. Homo erectus’un ve Homo sapiens archaic’in günümüzden 27 bin yıl öncesine hatta 10 bin yıl öncesine kadar yaşamlarını sürdürmüş olduklarını gösteren bulgular vardır. Avustralya’da Kow Bataklığı’nda 13 bin yıllık, Java Adası’nda ise 27 bin yıllık Homo erectus kafatasları bulunmuştur.111

Olduvai Gorge bölgesindeki katmanlarda, evrimcilerin birbirinin sözde atası kabul ettikleri H. habilis, H. erectus ve Australopitecus fosilleri yanyana bulunmuştur; birbirlerinin atası olmaları imkansızdır.

 

Dipnotlar

108 Alan Walker, Science, cilt 207, 1980, s. 1103

109 A. J. Kelso, Physical Antropology, 1. baskı, New York: J. B. Lipincott Co., 1970, s. 221; M. D. Leakey, Olduvai Gorge, Cilt 3, Cambridge: Cambridge University Press, 1971, s. 272

110 S. J. Gould, Natural History, Cilt 85, 1976, s. 30

111 Time, Kasım 1996

 

Asaf Kureysi