Bitkiler Dünyasına Açılan Kapı Bizi Allah’ın Kusursuz Yaratışına Götürüyor
Çevremizde düşünmeye değer görmediğimiz ya da önemsiz ve günlük yaşamın basit bir parçası olarak değerlendirdiğimiz pek çok şey vardır. Bunlar hakkında kendimize alışılmadık sorular sorarak detaylı düşündüğümüzde; aslında herşeyi sonsuz güç, bilgi ve akıl sahibi olan Rabbimizin, mükemmel bir şekilde tasarlayıp, yaratmış olduğunu görürüz. İşte o andan itibaren, Alemlerin Rabbi olan Allah’ın, yarattığı tüm canlılar üzerindeki kudret ve hakimiyetini daha da iyi hissederiz. Çevresine sadece yüzeysel gözle bakarak hareket eden insanlar için ise, durum farklıdır. Böyle insanlar herhangi bir konu hakkında yalnızca ihtiyaçlarını karşılayacak kadar detay bilmeyi yeterli görürler. Onlara göre etrafımızda olan biten herşey alışılagelmiş ve sıradandır, herşeyin mutlaka “bilinen” bir açıklaması vardır. Sinek uçar çünkü kanatları vardır, Ay zaten hep gökyüzündedir, Dünya uzaydan gelebilecek tehlikelerden korunmaktadır çünkü atmosfer vardır. Oksijen dengesi de hiç bozulmaz. İnsan duyar, görür, koku alır. Bunların tümünün açıklamaları “bilinen”dir. Bu nedenle bu konular üzerinde genellikle düşünülmez.Oysa Allah Kuran’da insanların her türlü konu üzerinde düşünmelerini emretmektedir. Bakara Suresi’nde şöyle buyrulmaktadır:
“Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün art arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah’ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.” (Bakara Suresi, 164)
Bu yazımızda bitkiler dünyasının çarpıcı güzelliklerine ve Allah’ın yaratışındaki kusursuz uyum ve düzene hep birlikte şahit olacağız.
Teneffüs ettiğimiz tertemiz havanın, hayatta kalmak için ihtiyacımız olan besinlerin, kullandığımız enerjinin kaynağı -büyük ölçüde- bitkilerdir. Çarpıcı güzellikteki manzaraların, etkileyici kokuların ve gözalıcı renklerin kaynağı da bitkilerdir. İnsan hayatında çok önemli yeri olan bitkiler, 500 binden fazla çeşidiyle Allah’ın insanın faydasına sunduğu sınırsız hazinelerdendir.
Bitkiler, ışığı besine çeviren fotosentez sistemleri, hiç durmadan enerji ve oksijen üreten, doğayı temizleyen, ekolojik dengeyi sağlayan mekanizmaları, tat, koku, renk gibi sadece insana hitap eden estetik özellikleriyle kendilerini yaratan Allah’ın sonsuz ilmini, sanatını, insanlara karşı olan şefkat ve merhametini gözler önüne seren özel canlılardır.
Çok özel faydalar için benzersiz sistemlere sahip olan bitkilerin bugüne kadar sadece 10.000 türü incelenebilmiş, bu araştırmalar sonucunda her bitkinin insanı hayrete düşürecek yaratılış özelliklerine sahip olduğu ortaya çıkmıştır.
Allah’ı tanımak, O’nun sıfatlarını görmek, O’na yakınlaşmak isteyenler için bitkilerdeki, hatta onların tek bir yaprağındaki yaratılış mucizelerine biraz daha yakından bakmak, onların harikalarla dolu dünyalarını tanımak çok faydalı olacaktır. Bu sayede, şimdiye kadar sadece bilim adamlarına özgü olduğunu düşündüğümüz çarpıcı gerçeklerin kapısının, samimi ve dikkatli bir ilgi ile tüm insanlara açılabileceğini görebiliriz.
İman edenler, Allah’ın kendilerine verdiği akıl ve anlayış ile O’nun bizim gözlerimizin önüne serdiği mucizeleri görebilirler. Bunun için varlıklara akıl ve hikmet gözüyle bakmak gerekir. Çevresine akıl ve hikmet gözüyle bakmayı öğrenen bir insan, bir çiçeğin renginde, şeklinde ve kokusunda gördüğü sanatın yanında çiçeği çiçek yapan bütün sistemleri de öğrenecek, Allah’ın üstün ilmine ve kudretine daha yakından şahit olacaktır. Allah, hem insanın hem de diğer canlıların yaratılışında ayetler olduğunu, yani Kendi varlığının delillerinin bulunduğunu bize şöyle bildirir:
“Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır.” (Casiye Suresi, 4)
Burada asıl önemli olan nokta, Allah’ın evrendeki herşeyi en küçük ayrıntısına dek üstün bir ilim, hassas bir ölçü ile yarattığını görmek ve Kuran ayetlerinin canlı örneklerine şahit olmaktır. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır:
“Göklerin ve yerin mülkü O’nundur; çocuk edinmemiştir. O’na mülkünde ortak yoktur, herşeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir.” (Furkan Suresi, 2)
“Canlılığın devamı için en önemli unsurlar nelerdir?” sorusunun cevabı olarak şüphesiz akla öncelikle oksijen, su, besin gibi temel ihtiyaç maddeleri gelir. İşte tüm bu temel maddelerin yeryüzündeki dengesini sağlayan en önemli faktör yeşil bitkilerdir. Bundan başka yine yeryüzündeki ısı kontrolünün sağlanması, atmosferdeki gazların dengesinin korunması gibi, sadece insanlar için değil bütün canlılar için son derece büyük önem taşıyan başka dengeler de vardır, ki bütün bu dengeleri sağlayanlar yine yeşil bitkilerdir.
Yeşil bitkilerin faaliyetleri sadece bunlarla sınırlı değildir. Bilindiği gibi yeryüzündeki yaşamın ana enerji kaynağı Güneş’tir. Ancak insanlar ve hayvanlar, güneş enerjisini doğrudan kullanamazlar, çünkü bünyelerinde bu enerjiyi olduğu gibi kullanabilecekleri sistemler yoktur. Bu yüzden güneş enerjisi de ancak bitkilerin ürettiği besinler aracılığıyla, kullanılabilir enerji olarak insanlara ve hayvanlara ulaşır. Hücrelerimiz tarafından kullanılan enerji hammaddelerinin tümü, gerçekte bitkiler aracılığıyla bize taşınan güneş enerjisidir. Örneğin çayımızı yudumlarken aslında güneş enerjisi yudumlarız, ekmek yerken dişlerimizin arasında bir miktar güneş enerjisi vardır. Kaslarımızdaki kuvvetse gerçekte güneş enerjisinin farklı formundan başka bir şey değildir. Bitkiler güneş enerjisini bizim için karmaşık işlemler yaparak bünyelerindeki moleküllere depolamışlardır. Hayvanlar için de durum insanlardan farklı değildir. Onlar da bitkilerle beslenir ve bu sayede onların enerji paketleri haline getirerek depoladıkları güneş enerjisini kullanırlar.
Bitkilerde güneş enerjisini doğrudan kullanabilen özel yapılar bulunur. Bitki hücreleri bu yapıların yardımıyla, güneşten gelen enerjiyi, insanlar ve hayvanlar tarafından besin yoluyla alınacak enerjiye çevirirler ve formülü yapılarında saklı olan çok özel işlemlerle, besinlere bu enerjiyi depolarlar. Bu özel işlemlerin tümüne birden fotosentez denir.
Bitkilerin fotosentez yapabilmeleri için gerekli olan minyatür fabrika, onların yapraklarında bulunur. Gerekli olan mineralleri ve su gibi maddeleri taşıyacak son derece özel bir yapıya sahip olan taşıma sistemi de bitkinin gövdesinde ve köklerinde mevcuttur. Üreme sistemi ise her bitki türü için yine özel olarak tasarlanmıştır.
Bütün bu mekanizmaların her birinin kendi içlerinde kompleks yapıları vardır. Ve bu mekanizmalar birbirlerine bağlı olarak çalışırlar. Biri olmadan diğerleri fonksiyonlarını yerine getiremezler. Örnek olarak sadece taşıma sistemi olmayan bir bitkiyi ele alalım. Böyle bir bitkinin fotosentez yapması imkansızdır. Çünkü fotosentez yapması için gerekli olan suyu taşıyacak kanalları yoktur. Bitki besin üretmeyi başarmış olsa bile bunu gövdenin diğer bölümlerine taşıyamayacağından bir işe yaramayacak, bir süre sonra ölecektir.
Bu örnekte olduğu gibi bir bitkide bulunan bütün sistemlerin kusursuz bir biçimde işlemesi zorunludur. Oluşacak aksaklıklar ya da mevcut yapıdaki bir eksiklik bitkinin işlevlerini yerine getirememesine neden olacak, bu da bitkinin ölümüyle ve türünün yok olmasıyla sonuçlanacaktır.
Bitkilerdeki her yapı özel olarak planlanmıştır, tasarlanmıştır. Bu da bize bu kusursuz planı yapan üstün bir aklın olduğunu gösterir. İşte bu üstün aklın sahibi Alemlerin Rabbi olan Allah, kusursuz yaratışının delillerini gözlerimizin önüne sermektedir. Allah canlılar üzerindeki hakimiyetini ve benzersiz yaratışını bir ayette şöyle bildirmektedir:
Gökleri ve yeri bir örnek edinmeksizin Yaratandır… İşte Rabbiniz olan Allah budur. O’ndan başka ilah yoktur. Her şeyin Yaratıcısıdır, öyleyse O’na kulluk edin. O, her şeyin üstünde bir vekildir.” (Enam Suresi, 101-102)