Mutasyonlar

Mutasyonlar

Herhangi bir mutasyon gerçekleştiğinde genetik bilgiyi oluşturan kodlar yerlerinden kopup sökülür, tahrip olur ya da DNA’nın farklı yerlerine taşınırlar. Bu, genetik materyalin tümüyle veya bölgesel olarak bozulmaya uğraması anlamına gelir. Mutasyonlar, organizmaları %99 oranında tahrip edicidir. Geri kalan %1’lik oran ise, mutasyonun zaman içinde ortaya çıkan zararlı etkilerini tanımlar. Yani mutasyonlar %100 oranında zararlı dış etkilerdir.

Mutasyonlar, canlı hücrelerinde bulunan ve genetik bilgiyi taşıyan DNA molekülünde, radyasyon veya kimyasal etkiler sonucunda meydana gelen kopmalar ve yer değiştirmelerdir. Mutasyonlar DNA’yı oluşturan nükleotidleri tahrip eder, yerlerini değiştirir ya da dizilime zarar verici nükleotid eklemeleri yapabilirler. Çoğu zaman da hücrenin tamir edemeyeceği boyutlarda birtakım hasar ve değişikliklere sebep olurlar.

Dolayısıyla evrimcilerin arkasına sığındıkları mutasyon, hiç de sanıldığı gibi canlıları daha gelişmişe ve mükemmele götüren tılsımlı bir değnek değildir. Mutasyonların net etkisi zararlıdır. Mutasyonların sebep olacağı değişiklikler ancak Hiroşima, Nagazaki veya Çernobil’deki insanların maruz kaldığı türden değişiklikler olabilir: Yani ölüler, sakatlar ve hastalar…

Bunun nedeni şudur: DNA çok kompleks bir düzene sahiptir. Bu molekül üzerinde oluşan herhangi rastgele bir etki organizmaya ancak zarar verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöyle açıklar:

>Mutasyonlar küçük, rastgele ve zararlıdırlar. Çok ender olarak meydana gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. Bu dört özellik, mutasyonların evrimsel bir gelişme meydana getiremeyeceğini gösterir. Zaten yüksek derecede özelleşmiş bir organizmada meydana gelebilecek rastlantısal bir değişim, ya etkisiz olacaktır ya da zararlı. Bir kol saatinde meydana gelecek rastgele bir değişim kol saatini geliştirmeyecektir. Ona büyük ihtimalle zarar verecek veya en iyi ihtimalle etkisiz olacaktır. Bir deprem bir şehri geliştirmez, ona yıkım getirir. 22

Nitekim bugüne kadar hiçbir yararlı mutasyon örneği gözlemlenmedi. Tüm mutasyonların zararlı olduğu görüldü. Geçmişte, mutasyonların %99’unun zararlı, %1’inin etkisiz olduğu kabul edilmekteydi. Oysa yeni yapılan araştırmalar, DNA’nın protein kodlamayan bölgelerinde gerçekleşen ve bu nedenle de zararsız olduğu sanılan %1 oranındaki mutasyonların da uzun vadede zarar getirdiğini ortaya koymuş ve bu nedenle bilim adamları bu mutasyonlara “sessiz mutasyon” adını vermişlerdir. Mutlak zararlı olan mutasyonların ise mükemmel, uyumlu, simetrik, organları meydana getirebilmeleri imkansızdır.

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından nükleer silahların sonucunda oluşan mutasyonları incelemek için kurulan Atomik Radyasyonun Genetik Etkileri Komitesi’nin (Committee on Genetic Effects of Atomic Radiation) hazırladığı rapor hakkında evrimci bilim adamı Warren Weaver şöyle demiştir:

Çoğu kimse, bilinen tüm mutasyon örneklerinin zararlı olduğu sonucu karşısında şaşıracaktır, çünkü mutasyonlar evrim sürecinin gerekli bir parçasıdır. Nasıl olur da iyi bir etki -yani bir canlının daha gelişmiş canlı formlarına evrimleşmesi- pratikte hepsi zararlı olan mutasyonların sonucu olabilir? 23

O zamandan bu yana yapılan bütün “faydalı mutasyon oluşturma” çabaları da başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Evrimciler, çok hızlı ürediği ve mutasyona uğratılması kolay olduğu için, meyve sinekleri üzerinde onyıllarca mutasyon denemeleri yaptılar. Bu canlılar olabilecek her türlü mutasyona milyonlarca kez uğratıldı. Ama tek bir faydalı mutasyon gözlemlenmedi. Evrimci genetikçi Gordon Taylor, bu konuda şunları yazar:

Bu çok çarpıcı ama bir kadar da gözden kaçırılan bir gerçektir: Altmış yıldır dünyanın dört bir yanındaki genetikçiler evrimi kanıtlamak için meyve sinekleri yetiştiriyorlar. Ama hala bir türün, hatta tek bir enzimin bile ortaya çıkışını gözlemlemiş değiller. 24

Bir başka araştırmacı olan Michael Pitman, meyve sinekleri üzerindeki deneylerin başarısızlığını şu şekilde ifade eder:

Sayısız genetikçi meyve sineklerini nesiller boyunca sayısız mutasyonlara maruz bıraktı. Peki sonuçta insan yapımı bir evrim mi ortaya çıktı? Maalesef hayır. Genetikçilerin ürettikleri canavarlardan sadece pek azı beslendikleri şişelerin dışında yaşamlarını sürdürebildiler. Pratikte mutasyona uğratılmış olan tüm sinekler ya öldüler, ya sakat ya da kısır oldular. 25

İnsan için de durum aynıdır. İnsanlar üzerinde gözlemlenen tüm mutasyonlar zararlıdır. Tıp kitaplarında “mutasyon örneği” olarak anlatılan mongolizm, Down Sendromu, albinizm, cücelik, orak hücre anemisi gibi zihinsel ya da bedensel bozuklukların ya da kanser gibi hastalıkların her biri, mutasyonların tahrip edici etkilerini ortaya koymaktadır. Elbette ki insanları sakat bırakan ya da hasta yapan bir süreç, “evrim mekanizması” olamaz.

Ulusal Bilimler Akademisi üyesi Lynn Margulis, mutasyonların net zararlı etkileri ile ilgili şu itirafı yapmıştır:

Yeni mutasyonlar yeni türler oluşturmaz; sakat yavrular oluşturur. 26

Margulis, 2011 yılındaki bir röportajında ise mutasyonların organizmayı değiştirdiğine ve bu yolla yeni türler ortaya çıktığına dair hiçbir delil olmadığını şu sözlerle vurgulamıştır:

Neo-Darwinistler, mutasyonlar gerçekleştiğinde ve bir organizmayı değiştirdiğinde, yeni türlerin ortaya çıktığını söylerler. Bana da defalarca, rastgele mutasyonların yeni türleri oluşturan evrimsel değişikliğe yol açtığı öğretildi. Buna inandım; ta ki delil arayana dek…27

Down Sendromu, albinizm gibi hastalıklar, mutasyonların tahrip edici etkilerine birer örnektir.

Lynn Margulis’in söylediği gibi rastgele mutasyonların yeni türleri oluşturan evrimsel değişikliğe yol açtığına dair tek bir delil yoktur.

Mutasyonların neden evrimci iddiayı destekleyemeyeceklerini üç ana maddede özetlemek mümkündür:

Mutasyonlar her zaman zararlıdır: Mutasyonlar rastgele meydana geldikleri için hemen hemen her zaman canlıya zarar verirler. Mantık gereği, mükemmel ve kompleks olan bir yapıya yapılacak herhangi bir bilinçsiz müdahale, o yapıyı daha ileri götürmez aksine tahrip eder. Nitekim hiçbir gözlemlenmiş “faydalı mutasyon” yoktur.

Mutasyon sonucunda DNA’ya yeni bilgi eklenmez: Mutasyon sonucunda genetik bilgiyi oluşturan parçalar yerlerinden kopup sökülür, tahrip olur ya da DNA’nın farklı yerlerine taşınır. Ama mutasyonlar hiçbir şekilde canlıya yeni bir organ ya da yeni bir özellik kazandırmazlar. Ancak bacağın sırttan, kulağın karından çıkması gibi anormalliklere sebep olurlar. Çoğu zaman ölüme sebep olan hastalıklar meydana getirirler.

Mutasyonun bir sonraki nesle aktarılabilmesi için, mutlaka üreme hücrelerinde meydana gelmesi gerekir: Vücudun herhangi bir hücresinde veya organında meydana gelen değişim bir sonraki nesle aktarılmaz. Örneğin bir insanın gözü, radyasyon ve benzeri etkilerle mutasyona uğrayıp orijinal formundan farklılaşabilir, ama bu kendisinden sonraki nesillere geçmeyecektir. Eğer bir mutasyon üreme hücresinde gerçekleşirse bunun mutlak etkisi zararlı olduğundan, sonraki nesillerin de hastalıklar ve sakatlıklarla doğması kuvvetle muhtemel olacaktır.

Görülebildiği gibi mutasyonlar, canlılara sadece zarar veren oldukça tehlikeli yapısal etkilerdir. Dolayısıyla bir canlının değişimine ve gelişimine fayda sağlamaları imkansızdır. Bu gerçek, evrimcilerin öne sürdükleri iki sözde “evrimleştirici mekanizmayı” tümüyle ortadan kaldırmış olmaktadır.

Açıkça görüldüğü gibi, canlıların evrim geçirmiş olmaları mümkün değildir, çünkü doğada onları evrimleştirebilecek bir mekanizma yoktur. Nitekim fosil kayıtlarına baktığımızda da, bu imkansız senaryonun zaten hiç yaşanmadığını görürüz.

a. Anten      c.  Halter bölgelerinden çıkmış kanatlar
b. Halter     d.  Halter bölgelerinden çıkmış bacaklar

A. 1. Normal bir meyve sineği (drosophila) 2. Mutasyon sonucunda kanatları halter bölgesinden çıkmış bir meyve sineği 3. Radyasyondan kaynaklanan bir mutasyon sonucu bacakları kafasından çıkmış bir meyve sineği

B. Mutasyonun zararlı etkilerine bir örnek: Çernobil nükleer kazasından etkilenmiş olarak doğan bir çocuk

C. Mutasyonun korkunç etkilerinden biri resimde görülmektedir. Mutasyonlar, canlı bedenindeki mükemmel düzeni bozucu felaketlerdir.

 

Dipnotlar

22 B. G. Ranganathan, Origins?, Pennsylvania: The Banner Of Truth Trust, 1988

23 Warren Weaver, “Genetic Effects of Atomic Radiation”, Science, Cilt 123, 29 Haziran, 1956, s. 1159

24 Gordon R. Taylor, The Great Evolution Mystery, New York, Harper & Row, 1983, s. 48

25 Michael Pitman, Adam and Evolution, London: River Publishing, 1984, s. 70

26 Lynn Margulis, quoted in Darry Madden, UMass Scientist to Lead Debate on Evolutionary Theory, Brattleboro (Vt.) Reformer, 3 Şubat 2006

27 Lynn Margulis quoted in “Lynn Margulis: Q + A,” Discover Magazine, Nisan 2011, s. 68

Asaf Kureysi